Dini metinlerin dili ve bu metinlerin çeşitli ifadelerini anlamanın niteliği üzerinde düşünülmesi din araştırmacılarının ve dindarların en eski meşguliyetlerden kabul edilebilir. Ama modern zamanlarda özellikle de Rönesanstan ve Yahudi-Hristiyan dini metinlerine eleştirel bakış kapısının açılmasından sonra bu mevzunun önemi yüzlerce kat arttı.
Dini bilgilerde anlamdan yoksunlaştırma saf işlevselcilik sembolleştirme dinin diline yönelik eleştirel gerçekçilik yazarın maksadını ve metnin içeriğini gözardı etme anlamı okuyucunun zihnine bağımlı kılma gibi şeyler bu şartların ve düşünce evresinin armağanıdır.
Bu durumda en temel soru şudur, dinin diline böyle bir yaklaşım ve hermenötik acaba biz Müslümanların önündeki zorunlu tek seçenek midir ve sonuç bu yöntem Kur'an'a da dayatılmalı mıdır? Yoksa böyle bir mecburiyet söz konusu değil midir?