Önemli olan tenzil olan Kur'an'ı hayata indirmek... İdraklerde ve yüreklerde saklı tutulan Kur'an'ı yürürlüğe koyabilmek... Bu bakımdan vahyin iniş süreci devam ediyor... Sadece okunan, yazılan, ezberlenen, tartışılan, hatta yarıştırılan Kur'an değil, hayatı değiştiren, geliştiren, netleştiren, oluşturan, biçimlendiren, anlamlandıran Kur'an...
Rafımızda, cebimizde, hafızamızda Kur'an'ı gezdirmemiz yetmiyor, hayatımıza indirmemiz gerekiyor... Ya da Kur'an'a bu fırsatı vermemiz lazım... İnmek için sırada bekleyen ayetler var... Vahiy bize inecek bir zemin bulamazsa bu bizim hüsranımız olmaz mı?
Hayatımıza en son inen ayetleri hatırlıyor muyuz? Yeni değil, yeniden inecek ayetlere hazır mıyız? Her anımızı, tüm alanlarımızı buna açık tutuyor muyuz?
Biliyoruz ki; kimsesiz yaşanır ama Kur'an'sız yaşanmaz...
"Kitab'ı kuwetle tut." (Meryem, 12)
Serveti, silahı, iktadarı, gücü, parayı değil Kitab'ı kuvvetle tut...
Kuvvetle tut ki, kuvvet bulasın... Korunabilesin... Kurtulabilesin... Kadru kıymetin olsun... Hayata tutunabilesin.... Kendin kalabilesin...
Kitabı kuvvetle tut ki, Kitap da senin elinden tutsun... Tutarsızlıkları ancak Kitapla aşabilirsin...
Kitap; tutamak, korunak, sığınak ve barınaktır...
Onur, nur, ruh O'nda.... İtibar, itidal, istikamet, itimat bu Kitap'ta...
"And olsun ki, biz size, içinde sizin için şan ve şerefiniz bulunan bir kitap indirdik. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?" (Enbiya, 10)