Son zamanlarda artan inkâr ve ilhat dalgası, dünya insanlığını etkisi altına aldığı gibi, Müslümanları da etkilemiştir. Öbür tarafta, İslam'a inananların zihninde de ciddi yanlışlar ve çarpıklıklar bulunmaktadır. Öyle ki onların büyük ekseriyeti, İslam'a inandığı halde, o inanca uygun bir amel gerçekleştirmemekte ve ona uygun bir yaşam sergilememektedir.
Müslümanların büyük ekseriyeti, dini, sadece ahirete yönelik, mukaddes bir inanç mefhumu olarak görüp, hayata ve yaşama müdahil bir İlahi nizam olduğundan habersizdir. Bununla beraber Kur'an'ı, teberrük niyetine, sevap kazanmak maksadına yönelik olarak okurken, manasını öğrenme gayretini taşımamaktadır. Din adamı denilen kitle de, Kur'an'ın genel temasından habersiz bulunmaktadır.
Kur'an'ın sunduğu belagatle icra ettiği manevi etkilerinden, olağanüstü vurgularından, kalplere ve vicdanlara nüfuz eden dokunuşlarından mahrum kalırken; yazılı te'lifatların eksik ve kifayetsiz bilgileriyle bunların yerlerini doldurmağa çalışıyor.
Ama Kur'an'ın, adeta kendi manevi fırçasıyla yaptığı tasvirlerini, tablolaştırdığı kıyamet sahnelerini, canlandırdığı mahşer manzarasını, kapalı bulunan bazı kalplerin kilidini açmak için kullandığı anahtar niteliğindeki şifrelerini başka yerden elde etmek mümkün mü?