Bugün İslam dünyasının hemen her yanı maalesef ateş altındadır. Yabancı işgaller ve askerî müdahaleler, iç savaşlar, terörizm, askerî darbeler, insan hakları ihlalleri ve topraklarından göç etmek zorunda bırakılan milyonlar, Müslüman dünyada barış, huzur ve güvenlikten söz etmeyi âdeta imkânsız kılmaktadır. En önemli varlık nedeni 'uluslararası barış ve güvenliği sağlamak' olan Birleşmiş Milletler örgütü ise, en azından İslam dünyası bağlamında yükümlülüklerini yerine getirmekten uzaktır.
İslam dünyasının BM örgütü ile Soğuk Savaş sonrasındaki ilişkisini bütüncül bir perspektifle inceleyen bu çalışmada, söz konusu 'bölgesel' ya da 'uluslararası' boyutları olan kriz noktalarına odaklanılırken, her bir örnek olayda BM'nin aldığı tutum eleştirel bir perspektif içinde ele alınmaktadır.
Müslümanların, özne olarak, yaşadıkları sorunları, önceliklerini ve beklentilerini ifade etmeleri, onlar açısından hem bir hak hem de sorumluluk teşkil etmektedir. Bu kitap aynı zamanda böyle bir kaygının ürünü olarak kaleme alınmıştır.