Küresel kriz süreciyle yaşanan gelişmeler, serbest piyasa ekonomilerinde son yirmi yıl açısından geçerli olan liberalizasyon ve deregülasyon uygulamalarını ve bir ölçüde neo-liberal politikaları tartışılır hale getirmiştir. Devlet-ekonomi ilişkisi, özellikle banka sistemi açısından, doğrudan müdahaleleri ve kamulaştırmayı uygulayacak kadar iç içe geçmiştir. Ancak piyasa ekonomilerinde devlet müdahalelerinin şekli, önceki krizlerden farklı olarak değişim göstermektedir. Yaşanan değişim; Türkiye açısından erken olarak nitelendirilebilecek bir tarihte, Şubat 2001'de ortaya çıkan gelişmelerin ve bankacılık krizinin etkisiyle nitelendirilebilirken, küresel ekonomi söz konusu dönüşümü Kasım 2008 itibariyle gözlemlemektedir. 2001 Türkiye krizi esasen, Küresel finansal kriz açısından hem bir erken uyarı hem de çözümü noktasından bir laboratuar ortamı oluşturmaktadır. Dolayısıyla Türkiye deneyimi Küresel Finansal Krizin çözümünde önemli bir model oluşturmaktadır.