Kahvehanenin Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyeti'ne kültürel bir değer yarattığı söylenebilir. Bu kültürel değerin belirleyicisi, zamanın nasıl değerlendirileceği konusundaki ihtiyaçtır. Bu bağlamda, bu kitabın ana konusu, kahvehanelerin kültürel bir ihtiyacın giderilmesindeki aracı rolüdür. Bu, birlikteliklerin fiziksel ve duygusal çözülme yaşadığı bir çağda, gerçeğe teslimiyet teması üzerinden anlamlandırılmıştır. Kahvehanenin varlığı, yerelliklerin küresel olan karşısında giderek ortadan kalkmaya başladığı bir evrende sorgulamaya açılmıştır. Bu bağlamda Siirt ili özelinde dikkate alınan çalışma, eski ancak güncel birliktelik değerlerinden biri olan kahvehanelerin küreselleşmeye karşı direnişle nasıl aktif hale gelebildiğini incelemeye almıştır.