"Büyük salonun kapıya yakın bir duvarının önünde birdenbire durdum. O andaki hislerimi, özellikle aradan bu kadar sene geçtikten sonra, anlatmama imkân yok. Yalnız orada, kürk mantolu bir kadın portresinin önünde, mıhlanmış gibi durduğumu hatırlıyorum. Resimleri seyredip geçenler, vücutlarıyla beni sağa sola itiyorlar fakat ben olduğum yerden ayrılamıyordum. Bu portrede ne vardı?.. Bunu anlatamayacağımı biliyorum; yalnız, o zamana kadar hiçbir kadında görmediğim garip, biraz vahşi, biraz gururlu ve çok kuvvetli bir ifade vardı. Bu yüzü veya benzerini hiçbir yerde, hiçbir zaman görmediğimi ilk andan itibaren bilmeme rağmen, onunla aramızda bir tanışıklık varmış gibi bir hisse kapıldım. Bu soluk yüz, bu siyah kaşlar ve onların altındaki siyah gözler; bu koyu kumral saçlar ve asıl, masumluk ile iradeyi, sonsuz bir hüzün ile kuvvetli bir kişiyi birleştiren bu ifade, bana asla yabancı olamazdı."
Özellikle romanlarında edebiyata yeni bir boyut kazandırmış, gerçekçi romanın en özgün örneklerini veren Sabahattin Ali'nin, bir solukta okuyacağınız eseriKürk Mantolu Madonna'nın başkahramanları olan Raif Efendi ve Maria Puder'in sürükleyici ve etkileyici aşkı içinize işleyecek...