"Tartışmayacağım tabii, stoacı gibi bu adamı karşıma alarak düşünce labirentlerinde kaybolmaya niyetim yok, o üstü kapalı yaya yolları ve harikulade kolonadların içinde zaman zaman yüzüm kızararak, zaman zaman da iniltili bir ses çıkartarak eşlikçime doğruluğu tartışmalı ve utanç verici şeyler anlatmak isterdim, arada bir ağzımıza attığımız acımsı bir meyveyle dişlerimizi kamaştırarak evreni ne güzel aşağılardık. İşte o zaman evreni kürklü bir pelerin gibi örtünür, birbirimize suç ortakları gibi sokularak, hırsımızı ve gariplikle-rimizi kolonadların arkalarındaki tozlu odalara taşımanın verdiği kıvançla sinsi kahkahalar atardık ve açıkça söyleyeyim bunlar da neşeli kahkaha tanrısı Bacchus'ün kahkahaları olurdu, suç ortağım, kardeşim inanılmaz bir öyküye başlamadan önce bronz kupalarımızı çılgın gibi çarpardık, öyküsünden önce dudaklarını ıslatmak ona iyi gelirdi ve ben o zaman başım dönerek kardeşimin ağzına bakardım. "