16. yüzyılın ortalarından itibaren ve özellikle de 17. yüzyıldan sonra, Türk dünyası dediğimiz büyük coğrafyanın doğu, batı, kuzey ve güney uçlarında kırılmalar ve geriye dönüşler başlamıştır. Bu geriye dönüş ve çekilme süreci, ne yazık ki, önlenemeyen kanlı bir "etnik arındırmayı ve "soykırım"ı da beraberinde getirmiştir. Çünkü çekilme ve geri dönüş süreci başlayınca, yerli halklar Türklerin onlara davrandığı gibi davranmamış; Türk ordusunun çekildiği bölgelerde silahsız ve savunmasız kalan sivil Türkleri, amansız ve acımasız bir etnik arındırmaya, sürgün ve soykırıma tabi tutmuşlardır. Öldürülen şair, yazar, fikir ve devlet adamları, Türk topluluklarının fikir ve kanaat önderleriydi. Onlar Türk toplumuna yol gösterecek, Türk dilini işleyecek ve Türk aydınlanmasını gerçekleştireceklerdi. Onları yok etmek, Türk milletini, yolunu aydınlatacak ışıktan yoksun bırakmak demekti. Onlar sadece bir can değil, bir Millet demekti... Onun için bu kitabın adı "Kurşunlanan Türkoloji"dir.