"Kürt sorununu" hala niye çözemediğimize farklı pencerelerden bakalım.
İşe, Türk'ten gayrısını sorun olarak algılayan bir sistem mantığından başlayalım.
Türk olarak nitelenmiş millet ve devlet kurguları sadece Kürtleri değil diğer etnik unsurlara da yabancı. Onları özümsemiyor, sadece katlanıyor. Onların kendi kimlik ve kültürlerinden kaynaklanan taleplerini de tehdit olarak algılıyor.
Bu da Türkiye dediğimiz siyasi coğrafya içinde yaşayan ve vatandaşlık statüsüyle eşitlenmesi gereken kümeler arasında bir hiyerarşi yaratıyor. Bu durum sadece Türkler ve diğer etnik kümeler arasında değil, resmi mezhep olarak benimsenmiş Sünniler ve "sapkın" bir akide olarak görülen Aleviler arasında da geçerli.
Statü eşitsizliği fiili ve hukuki eşitsizliğe dönüşünce sistemin yapısına itiraz ve direnç başlıyor.
Bu itiraz ve direnci gösterenler de sorunlaşıyorlar.