Şu hakikat bilinsin ki şeref İslam'dadır ve Kürtlerin İslam'la tanışması bir kavmin şeref kazanma hikayesidir. Kürt halkı, Şeyh Halid'in öncülüğünde medrese, mirlik ve tekkelerini birleştirerek Batılılaşmaya karşı direnişe geçti. İslam dünyasında bu felakete karşı en aktif mücadele örneğini sergiledi. Bu yüzden Batı'nın ve Batıcıların hedefi haline geldi. 20. yüzyılın başında 1. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ulus devlet sürecindeki Kürt kültürel kimliği de idam edilmeye çalışıldı. Kürt toplumu şeyh ve seydalarının öncülüğünde bu haksızlığa karşı bir daha direnişe geçti. Ancak vahşi Batı'nın öncülüğündeki dünya koşullarında başarısızlığa uğradı. Batılılar ve Batıcılar, bu başarısızlığa sadece İslami kimliğe bağlayarak Kürtleri "İslam'dan uzaklaşırsanız kurtulursunuz" yalanına inandırma sürecini başlattı. Bugün bu süreç, Kürtler açısından yeniden bir milli felakete dönüşmek üzeredir. Bu milli felaketten kurtuluşun tek yolu İslam'dır.
Bu kitapta, Kürtlerin yaşadığı bu süreçler imkanlar elverdiği ölçüde ayrıntılı anlatılmakta ve sosyalist kesimlerin Kürtlerin İslam içindeki yeri ile ilgili iddialarına reddiyeler içermektedir.