Rekabetin şiddetlendiği üretim ve hizmetin farklılaşarak sürekli değişen tüketici tercihlerine endekslendiği bir dönemden geçilmektedir. Üretimde, yönetimde ve hizmette gerçekleştirilen bu dönüşümlerle, bu dönemin gereklerine ayak uydurmaya çalışan kurumlar kendilerine geleceğe hazırlamış olurlar.
Bu dönemde kurumlar politikalarını toplumsal ve ekonomik çerçeve içinde yeniden belirlemelidirler. Şiddetli rekabet ortamında hedef kitle odaklı çalışmak ve onların istek ve ihtiyaçlarını ön plana çıkarmak gerekmektedir. Müşteri ile iyi bir diyaloğun kurulması ve güven ortamının oluşturularak saygın bir imajın yaratılması için kurumların mutlaka halka ilişkiler birimlerini oluşturmaları ve çalışmaları uygun şekilde yürütmeleri gerekmektedir.