"Kuşbakışı", Serra Menekay'ın ikinci romanı. Bir pilotun gözünden Balyoz ve benzeri kumpas davalarının perde arkasını ortaya koymaya çalışan bu romanda bütünüyle kurgu olan bir hikaye gerçek bir zemin üzerine oturtularak aktarılıyor.
"Kuşbakışı" Balyoz gibi isimli davalarla Türk Ordusuna kurulan kumpasa adı gibi kuşbakışı bakmayı amaçlayan bir roman. Sürükleyici bir kurgunun önderliğinde, yakışıklı pilot Göksel Güçlü'nün bakış açısıyla onun dilinden anlatılan bu hikâye aslında; 2009-2016 yılları arasında Türkiye'nin içinden geçtiği sürece de baktığı açıdan ışık tutuyor. Kitabın içinde söz konusu dönemde yayımlanan kitaplara, köşe yazılarına ve gazete manşetlerine atıflar yapılarak ülkenin geçtiği süreç detaylandırılıyor. Bu anlamda kitap okura kumpas davalarının süreçleri hakkında iyi bir özet sunuyor. Bunu bir roman kurgusuyla anlatıyor olması esere akıcılık ve sürükleyicilik özelliklerini kazandırıyor.
Tüm bunların yanı sıra kitapta bir travma ile kötürüm kalan genç bir hastanın neler yaşayabileceğini, tıbbi tedavilerin ayrıntılarını, psikolojik destek tedavilerinin yerini, yeniden ayağa kalkabilmenin zorluklarını danışmanlardan alınan destek ile yakından ve detaylı olarak görebiliyoruz. Kitap bu yönüyle titiz bir gözlem, ayrıntılı bir çalışma ve saygın bir bilgi birikimi barındırıyor.
Yazarımız Serra Menekay "Kuşbakışı"nı şöyle özetliyor:
"Türk Hava Kuvvetleri'nde çok başarılı bir pilot olan üsteğmen Göksel Güçlü, hakkındaki dedikodular ve kariyerindeki kötü gidiş yüzünden zor günler geçirmektedir. Bu dönemde talihsiz bir de kaza yaşar ve kullandığı uçağı son anda indirerek kurtarmayı başarsa da kendisi kötürüm kalır. Tekrar ayağa kalkabilmek için girdiği uzun tedavi süreci Göksel'e ilk kez başına gelenler üzerinde düşünme ve perde arkasını görme fırsatı verir. Bir pilot olarak manzaraya hep en tepeden bakma alışkanlığı olan Göksel, sadece kendi yaşamıyla sınırlı kalmayarak büyük resme odaklanır ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hedef alan tüm davaların ardındaki hain planı çözmeye çalışır. Bu bulmacanın içinde akıllı ve kararlı kadınların yardımıyla adım adım ilerleyen Göksel'e sevgi, umut ve aşk eşlik etmektedir.
Elinizden bırakamayacağınız bu romanda yurtsever bir savaş pilotunun gözünden 2009-2016 sürecindeki Türkiye'ye ve bu dönemde Balyoz ve benzeri davalarla tıpkı romanın kahramanı gibi kötürüm bırakılan Türk Ordusuna kurulan kumpasa "Kuşbakışı" bakma şansını yakalayacaksınız."
"Kuşbakışı" hakkında Sayın Sunay Akın ve Orhan Bursalı'nın değerlendirmeleri şöyle:
"…Yakın tarihimizde yaşadığımız, ülkenin bağışıklık sistemini çökertmek için yapılan saldırıları edebiyatın etkileyici, akıcı ve sürükleyici dilini ustalıkla kullanarak aktarıyor bizlere, Serra Menekay... Tarihin en büyük haksızlıklarının yaşandığı sözde davalarda ülkesini savunan subay ve astsubayların kararlılığı, pilotun uçağını terk etmemesindeki şu duyarlığında çıkıyor karşımıza:
"Söz vermiştim anneme, benim uçağım düşmeyecek demiştim…"
Sunay Akın
"…Dr. Serra Menekay, yaşadığımız sürecin bir kısmını, Balyoz'la kurulan kumpası ve benzer davaları, ustaca bir kurguyla yazmış. İmrendim!"
Orhan Bursalı
Bizzat "Balyoz Davası" karanlığını yaşamış (E ) Tümg. Ahmet Yavuz'un yorumları ise şu şekilde:
"…Aslında karanlık ve aşağılık bir dönemi apaydınlık yapmış yazar...
Okuyun derim. Hem de mutlaka.
Açık, anlaşılır ve arı bir dille yazılan; bir kurgu etrafında insanileştirilen bu muhteşem Balyoz romanını okumanızı öneririm..."
Tüm bu yorumlardan sonra bize de fazla bir şey söylemek kalmıyor.
İyi okumalar diliyoruz…