İşte şu potada pişti emeği;
Bilmem kaç santigrat ve kağıt bilekli helva çocukları için / kuşluk vakti nedir diye sordum. Ak iplik kara iplikten ayrıldığı, yoksulların varsılın hırsızlığını anladığı zaman dedi.
Ya terlemenin hakkı n'olacak, az kaldı, tak etti cana. Çarkların canı, işçilerin kanı konuştu konuşacak! beraber ve solo susmalardan / çıkalım mı beraber ve solo türkülere? Bir sürü ses biçimini arıyor bu kadar sessizlikte.
Onun canı tepesinde, dedi annem.