Bu coğrafyadaki kadınların salça ve yağ kokuları içinde günde üç öğün yemek hazırlamak, karnında, sırtında ve elindeki çocuklarla uğraşmak ve kaynana, kayınbaba, koca kahrı çekmekle tarihteki en zorlu toplama kamplarındaki esirlerden farklı bir tarafları yoktu. O esirlerin en azından bir kaçma ihtimalleri vardı. Erkeksiz yaşaması yasaklanan kadının bu ihtimali bile yoktu.
Enteresan olan bir kadının diğer kadınları kurtarmak adına başlattığı özgürlük mücadelesinin, yine kıskançlıklarına yenilen diğer kadınlar tarafından engellenmeye çalışılmasıydı. Baltanın sapı hikayesi… Bu kısırdöngü aynen devam ettiği sürece kadının insanca yaşam şartlarına kavuşması güneşin batıdan doğması kadar büyük bir mucize anlamı taşıyordu. Kadın denen varlık tarihi aymazlığı yüzünden ezilmeyi, horlanmayı ve dışlanmayı lisanı haliyle hak ediyordu.