Doğa birkaç milyar yıl önce canlıları cinsiyetleştirip erkek ve kadını birbirine sunmuştu. Ama toplumsal hayata geçen insan, cinselliği içinden çıkılmaz bir sorun yumağı haline getirdi. Oysa beden sadece kendisine yüklenmiş görevleri yerine getiriyordu.
Kadın önce bereketin simgesi olarak kabul edildi ve kendisi gibi doğurgan olan toprakla özdeşleştirildi. Böylece adına kutsal mekânlar yapıldı, bu mekânlarda ona tapınıldı. Zaman içerisinde tapınma, tapılanın sahiplenilmesine dönüştü...
Elinizdeki bu çalışma, insanın varoluşundan günümüze tanrıçalaştırılan, fahişeleştirilen, lanetlenen ve nesneleştirilen kadın bedeninin, toplumsal hayattaki serüvenini özetlemektedir.