Denizlerin artan siyasi ve ekonomik değerinin farkında olan denizci devletler, 2'nci Dünya Savaşı'nın bitiminden hemen sonra başladıkları denizlerin paylaşımı mücadelesi neticesinde, hukukileştirdikleri iç sular, karasuları, bitişik bölge, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge gibi kazanımlarını yeterli görmeyerek; kıta sahanlıklarının ötesindeki deniz yatağı ve kutup bölgelerine yönelmişlerdir.
Yıllarca nihai sınır olarak görülen kutup bölgeleri, bugün ekonomik yatırım fırsatları, çıkar çatışmaları, potansiyel doğal zenginlikleri, Trilyon Dolar değerinde deniz taşımacılığı rotası, askeri bir düğüm noktası ve devletlerin egemenlik mücadelesi nedeniyle küresel ilgiye mazhar olmuştur.
Kutup bölgelerinin önemine binaen içinde bulunduğumuz dönem, "Kutup Çağı" olarak tanımlanmıştır.
Hiç şüphesiz ki kutup bölgelerinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları ve menfaatleri vardır.
Deniz Hukuk Müşaviri Şenay KAYA tarafından hazırlanan "Kutup Bölgelerinde Egemenlik Mücadelesi ve Ekonomik Yatırım Fırsatları" isimli bu eser, Devletimizin ve Milletimizin kutuplardaki hak ve menfaatlerinin farkına varılması, yatırım fırsatlarının anlatılması, karar alıcılara tavsiyelerde bulunulması, izlenecek hukuki yolların gösterilmesi, Ek'inde Antarktika Andlaşma ve Çevre Protokol metinlerinin yer alması bakımından oldukça kıymetlidir.