Bedriye hanım, bahçe üzerindeki küçük odanın penceresinden bitişik komşunun tahta kaplamasına yumruğuyla heyecanlı heyecanlı vurarak haykırıyordu:
- Kardeşim Emine, nerdesin? Pencereye gel, bak, sana ne söyleyeceğim!
Bir cevap alamayınca kendi kendine:
- Aman bu karı da ne miskindir! Kıyametler kopsa o kuytu odadan dışarı çıkmaz. İçerde haşrolur kalır.
Yumruklarının şiddetini iki kat artırarak:
- Emine Hanım, azıcık pencereye gel... Bak neler olacakmış neler... Dünyaya yıldız çarpacakmış... Merakımdan bir yerlerde duramıyorum... A, bak karı ses bile vermiyor. (Yumruğu daha şiddetle indirerek) Ölü müsün ayol? Azıcık kıpırda.