Adam, elinde tuttuğu cisme bir daha baktı.
Baraj gölü sert esen rüzgârın oluşturduğu dalgaları kayalara çarpıyor, adamıyaşadığırahatlama duygusuna muazzam bir haz katıyordu.
Yüzünde çocuksu bir gülümseme ile ayakkabılarına doğru başını çevirdi. Kan damlaları onları çok güzel bir hâle getirmişti.
Dolunay gecenin karanlığında, birazdan ayakkabılarında matlaşacak olan kırmızıyı çok güzel servis ediyor iken, derinden bir nefes aldı. Soğuk havayı ciğerlerine doğru çekti, elindeki cismi kaldırdı. Psikopatlığın verdiği farklılık ile yavaşça, karşısındakinefısıldadı. Karşısında duran ve canlılığını yitirmiş olan cisme, ona artık karşılıkveremeyecek olana;
-O Labradora dokunmayacaktın.
Fısıltı bitti... Sahneyi atletik bir aksiyona bıraktı. Hızlıca gerildi ve atabildiği en uzak noktaya elindeki cismi fırlattı. Baraj gölü onun bu küçük hediyesini reddetmemiş, birçırpıda içine hapsetmişti. Bir adım daha ilerledi ve yerdeki bıçağa uzandı.
Dolunaya doğru yüzünü döndü ve bıçağı olması gereken yere yerleştirdi. Kendi filminin sonuna uzunca ve zevk ile baktı. Dolunaya doğru sırtını döndü. Baraj gölünden seri ve hızlı adımlar ilekaranlığa doğru koştu.
Bir fısıltı daha... Adımlarını hızlı atmayı kesti ve arkasına döndü. Karanlık sessizcearkasından fısıldıyor gibiydi; yeni unvanını, yeni benliğini...
-Katil...