Bugün Islam dünyasindaki din-devlet iliskisi baglaminda yapilan tartismalarda yayginlikla bir fikir karmasasi göze çarpmaktadir. Demokrasiyle laikligin birbirine karistirilmasi bu karmasanin tezahürlerinden biridir. Hâlbuki iki olgu mantiksal ve tarihî açidan birbirinden farklidir. Ayrica dinler de; yapi, tarih ve temel formlari bakimindan birbirinden farklidir. Kastedilen dinin hangi din oldugu belirtilmeksizin ve adeta tüm dinler ayniymis gibi din-devlet iliskisinden bahsedilmesi kargasanin baslangicidir. Bu kavramlar yerli yerine oturtulmadan din-devlet iliskisine dair yorum ve söylemler netlik kazanamaz ve gerçegi yansitamaz.
Bu çalisma, demokrasiyle laikligin bagdastirilmasinin / özdeslestirilmesinin reddinden hareketle, bu karmasanin ortadan kaldirilmasina katki saglamayi hedeflemektedir. Bu konu ele alinirken modern Arap/Islam dünyasinda pek üstünde durulmayan birtakim basvuru kaynaklarindan yararlanilmistir. Din felsefesi, dinler tarihi, siyaset felsefesi, karsilastirmali anayasa hukuku bunlardan bazilaridir.