Çekirdek ailesi ile birlikte mutlu bir yaşam süren Minel'in hayatı, en mutlu günü sandığı 16 Mayıs'ta yani doğum gününde birdenbire değişir ve kendini bir çıkmazın içinde terk edilmiş hâlde bulur.
"Bir çocuk incindiği vakit, tüm dünya darağacında sallanmaya mahkûmdur."
Annesinin ve kardeşinin başına gelenlerden dolayı Minel'i sorumlu tutan ve onu uğursuz addeden babası, sonraki hayatında nasıl bir yol çizecektir?
Öksüzlüğünün yanında bir de yetim bırakılan Minel'in çocuk kalbi, tuttuğu yas ve baba sevgisiyle adeta yanıp kavrulurken yine bir kaza neticesinde öğrendiği gerçekler, ona hayatı yeniden sorgulatıp kendini affedememesine yol açarken siz okurlara da bir insanı yargılamanın ne denli onulmaz yaralar açtığını derinden hissettirecek.