"Pek çoklarına göre ben efsanenin cisimleşmiş haliydim; son derece olağanüstü bir efsanenin, bir masalın vücut bulmuş hali. Kimileri beni bir canavar, bir mutasyon olarak görüyordu. Büyük bir talihsizlik sonucu bir keresinde melek sanılmıştım. Annem için her şeydim, babam içinse hiçbir şey. Anneannem için kaybolup gitmiş sevgileri ona her gün hatırlatan biriydim. Ama ben gerçeği biliyordum, içten içe hep biliyordum.
Ben sadece bir kızdım."
Aşk acısı çekmek Roux ailesinde nesilden nesile geçen bir gelenektir ve ailenin yeni üyeleri Ava ve ikizi Henry Lavender da bu zincirin son halkalarıdır. Kendi dünyasında yaşayan sessiz ikizinin aksine Ava her bakımdan normal bir kızdır; kanatlarla doğmasının dışında.
Kendine benzemeyeni sevmeyen insanlarla dolu bir dünyada, ait olduğu yeri ve tuhaf yaratılışını anlamaya çalışan genç kız, ailesinin hayatlarının ve aşklarının hikâyesinin peşine düşer; hüzünle toza, kalp kırıklığıyla kuşa dönüşen, aşk ve acıyla birbirine bağlanan büyülü kadınların.
Kendi kaderinin dönüm noktası, ailesinin hüzünlü hikâyesinin son perdesiyse yaz gündönümünde gökyüzü ikiye ayrılıp havayı yağmur damlaları ve kuştüyleri doldurduğunda gelecektir…