"Gerçek aşk, insanın yüreğine bir kez düştüğünde, gönül onu yeşertip büyütmek için mutlaka bir yol buluyordu."
Hayatı boyunca aşka âşık olmuş ve kendi aşkını merak etmiş genç bir kız, savaşta tüm sevdiklerini yitirmiş bir İngiliz askeri ve onların hayatında hiç unutamayacakları bir iz bırakan, kötülüğün simgesi Mısırlı tüccar Ziyad…
İmkânsız bir zamanda imkânsız bir aşkın, farklı coğrafyalardan ve farklı inançlardan insanların yollarını kesiştirmesiyle birlikte; arkeoloji tarihi gerçekleri, Levanten yaşam tarzı, kültürü, mimarisi, Anadolu'nun ve Levanten yaşamın en kıymetli şehri İzmir'in güzellikleri bu romanda yeniden hayat buluyor.
Farklı kurgu karakterlerin dünyasında, gerçek insanların etrafında, gerçek zamanda gelişen olaylar; 1850'li yılların Osmanlı'sında yeşeren bir aşk romanından ziyade, gerilim ve polisiye unsurları ile bezenmiş, ilmek ilmek işlenmiş nefes kesen bir kurgu koyuyor ortaya.