Aslında bir Arap çöl efsanesi olan Leyla ve Mecnun hikayesi, Arap edebiyatında bedevî geleneklerini yansıtan derinlikli bir gelişme çizgisi izler. Bu acılı aşk serüveni Arap edebiyatından daha çok İran ve Türk edebiyatlarında hayat bulmuş; en güzel ve en görkemli meyvesini Fuzulî'nin kaleminden vermiştir.
Türk edebiyatının önde gelen eserlerinden biri olan Fuzulî'nin Leylâ ve Mecnun'undaki üslûp ve ifade güzelliği, bir çöl menkıbesini tasavvufun duyguları coşturan ve insan ruhunu kanatlandıran açılımları ile yoğurup bir lirizm çağlayanı haline getirmiştir. Leyla ve Mecnun, insanî özü korumasındaki başarısı, insanı derinden etkileyen içtenliği ve yazıldığı dönemin birçok sosyal, kültürel, estetik, dinî ve tasavvufî bilgi unsurunu yansıtması ile dünya edebiyatının şaheserleri arasında anılmayı hak etmiştir.