İşe giderken, okuldan gelirken, trafik ışıklarında beklerken, evde otururken ya da balkondan sokağı seyrederken görüyoruz, işitiyoruz ve gazetelerde okuyoruz. Kocasından sürekli şiddet gören komşu kadınla, ilerideki trafik ışıklarında su satan çocuklarla, ülkesini terk etmek zorunda kalmış ne yapacağını bilemeyen göçmenlerle, kenar mahallelerde madde satan gençlerle her gün defalarca karşılaşıyoruz, konuşuyoruz veya bakıp geçiyoruz. Bu yaşantılar belirli bir toplumsallık içerisinde biçimleniyor ve buna sosyal sorunlar adını veriyoruz. Sosyal sorun alanlarının geniş olması nedeniyle sınırlı sayıda konuya değinebildiğimiz bu eser üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde sosyal sorun alanlarına ilişkin literatür bilgilerine değinilmiştir. İkinci bölümde, sosyal sorun alanları ile ilgili yapılan uygulama çalışmaları incelenirken, üçüncü bölümde ise bu alanda çalışan uzmanlar tarafından yazılan vaka örneklerine yer verilmiştir. Bu anlamda çalışmamız, hem iki farklı disiplini ortak bir paydada buluşturmuş hem de literatürden vaka örneklerine kadar sosyal sorunları geniş bir yelpazede inceleme fırsatı sunmuştur.