İmam, anarşik bir köy öğretmenin, öğlen namazına müteakip cenaze namazını kıldırıyordu…
-Hakkınızı helal ediyor musunuz ey ahali!
-Helal olsun! Helal olsun! Helal olsun!
Çetin Ayazın kıldırdığı cenaze namazından tüm köylü hoşnuttu… Akşam Çetin Ayazın davet ettiği kahvehanede ki toplantıda olacaklardı! Hes midir ne karın ağrısıdır köylünün başına musallat olmuştu… Köylüler Hes istemiyordu! Dereleri kurursa yaşayamazlardı… Sulaklık olmazsa leyleklerde gelmezdi köylerine… Leylek gelmezse köyü fareler basardı! Fareler; bir değil iki değil yüzlerce hatta binlerce fareler…Fare davar değildi ki kavalla insan peşine düşsün! Davar öylemiydi Türküsü bilen vardı…Elinde düdü kaval/ardında sürü davar/ Çoban davar susamış/Çek bizim çayda su var… Başlarında okumuş bir adam vardı. Hem de kendi köylerinden biri..! Ama o topal bacağı nasıl olmuştu da düzelmişti… Allah'ın hikmeti!
Elbet vardır bir sebebi!
Sorulmaz ki!