Birçok kültürde binlerce yıl boyunca hastalıkları kötü ruhların, cinlerin çarpması ya da kötü havaların bir sonucu olduğu sanıldı. Ve insanlar yüzyıllarca hastalıkların ruhlardan, cinlerden geldiğine inanmayı sürdürdüler.
Tıp tarihinin en büyük kişiliklerinden biri olan Pasteur hastalıklara bakteri denen küçük canlıların yol açtığını öne sürdü. Bakteriler gözle görülemeyecek kadar küçüktüler ve yalnızca mikroskopla görünüyorlardı. Ancak bu küçücük canlılar insanların bedenine girip onları güçsüz düşürüyor, hasta ediyor, hatta ölmelerine neden oluyordu. Dönemin bilim dünyasında başlangıçta ciddi tartışmalara yol açan bu düşünce kısa bir süre sonra büyük kabul gördü. Tıp yeni bir yola giriyordu.
Bilim tarihinin çok az bilim insanı Louis Pasteur; İnsanlığı doğrudan etkileyen, günlük yaşamını değiştiren buluşlar yapmıştır. Modern tıbbın temelindeki mikrop kuramını geliştiren ve ilk aşıları bulan Pasteur'dür. Ameliyat aletlerinin kaynatılarak mikroplardan arındırılması düşüncesini de –sterilizasyonu- ortaya ilk o atmıştır. Ayrıca sütlerimizin uzun süre dayanmasını sağlayan –patörizasyonu- da Pasteur'e borçlu olduğumuzu unutmamamız gerek.