Ülke insanlarının yetişmesine tesir eden birçok faktör vardır. Ancak ana belirleyici, insanların kimlik ve medeniyet değerlerini yükleyen, istikametini belirleyen temel kurum, en temel yapı o ülkenin maarifidir. Maarif ise; milletimizin ideal ve mefkûrelerini şuur haline getirerek, sistemin felsefesini de yerli ve milli değerler üzerinden inşa etmelidir.
Biz çocuklarımıza nasıl bir gelecek bırakacağımızın derdinde olmalıyız. Bunun için geleceğimizi hangi çocuklara bırakıyoruz? Dünyamıza hangi çocukları bırakıyoruz sorularının cevapları üzerinde çokça kafa yormamız gerekmektedir. Yaşadığımız tüketim düzeni hayatın tüm evrelerini "başarı" kültü üzerine kurmuştur. Beslenme sembolü tost, başarı basamağı test ile geçen ve başarı kriterini daima ön plânda tutan bir yaşama psikolojisi altında geçen bir ömür! Bu durumda, başarı odaklı eğitim sistemine dayalı toplumsal bir zihin algısının getirdiği travmatik ruh halinden söz edilebilir.
Oysa bu çocuklar bizim geleceğimizdir. Geleceğimizi bu çocuklarla kuracağız. İnsanlığa mirasımız olacak medeniyet değerlerimize, bu çocuklar hayat verecek. Bize miras kalan dünyayı, bu çocuklar daha mamur ve yaşanabilir bir dünya haline getirecekler.