"Başıma gelenler oldukça eğlenceli," dedi kız ona. "Sanki bir roman gibi. Denizden buraya geldim, iki yüz köleyle yalnız başına kalmış hasta bir adam buldum..."
"Köle değil, çalışan," diye düzeltti Sheldon. "Sözleşmeli işçiler. Yalnızca üç yıl çalışırlar ve sözleşmeyi imzaladıklarında tamamen özgürdürler."
"Evet, evet," dedi kız aceleyle. "Yamyamların yaşadığı bir adada iki yüz çalışanıyla yalnız kalmış hasta bir adam. Bunlar yamyam, değil mi? Yoksa bu bir söylenti mi?"
"Söylenti mi!" dedi Sheldon gülümseyerek. Söylentiden biraz fazla. Çalışanların çoğu ormandan gelmiştir ve ormanda yaşayan herkes yamyamdır."
"Ama çalışan olduktan sonra yamyam olmuyorlar değil mi? Eminim, adamlarınız yamyamlıktan suçlu değildir." "Fırsatını bulsalar sizi yerlerdi."
"Sadece kuramsal olarak mı böyle söylüyorsunuz yoksa gerçekten biliyor musunuz?" diye sordu kız.
"Biliyorum."
"Neden? Sizin böyle düşünmenize neden olan şey ne? Sizin kendi adamlarınız mı?"
"Evet, kendi adamlarım, hizmetçilerim, hatta şu anda lezzetli ekmekleri yapan aşçı bile."