Ormandaydı. Kapkara bulutlar üst üste yığıldılar. Ağaçların gövdeleri hep birden konuşmaya başladılar. Yere attı kendini, yüzünü toprağa gömdü, "Aanneeee!" diye bağırmaya başladı. Sonra kayboldu her şey. Elini göğsüne koydu ve güçlükle soludu. Sesi olmayan sorular sordu. Bu tokatla, isteklerine aykırı ya da yanlış işler yaptığı zaman büyükler tarafından cezalandırılması arasında büyük bir ayrım yoktu. Süren tek gerçek: Cezalandırılmaktı.
"Kişilerine iğne batırın, batırdığınız yerden kıpkırmızı bir kan sızdığını göreceksiniz. Öylesine canlı kişiler Muzaffer Buyrukçu'nun adamları."
-Cemal Süreya