Ahmed Cemil'in kişiliğinde, kuşağının düş kırıklığının romanıdır Mai ve Siyah. Halit Ziya bu ustalıklı eserinde döneminin edebiyat, sanat dünyasını ve sosyokültürel ortamını da gözler önüne serer. Babasının ölümü üzerine evin geçimini üstlenen Ahmed Cemil, bir yandan özel öğretmenlik yaparak bir yandan Babıâli'de çevirmenlik yaparak hayatını kazanmak durumundadır. Diğer yandan büyük ümitler bağladığı eserini kaleme almaktadır. Her şey istediği gibi gittiği takdirde zengin olacak ve arkadaşı Hüseyin Nazmi'nin kardeşi Lamia ile evlenecektir. Oysa gerçek hayatın Ahmed Cemil için farklı planları vardır... Ahmed Cemil'in Tepebaşı bahçesinde, mehtaplı mavi bir gecede Haliç'e bakarak kurduğu hayali, siyah bir gecede, ümitsizlik içinde İstanbul'u terk etmesiyle sona erer.
''Ah! Artık hülyalarından büsbütün ayrılmak, onlardan bir nişane bile bırakmamak için ihtiyacı vardı. Kendisini öldüren bunlar değil miydi? Sonra onlar da birer birer ölmüşlerdi; şimdi yalnız bu eser, bu son malûl dimağ nişanesi kalmıştı. Onu da öldürmek, ötekiler gibi bunu da mevcudiyet sahnesinden kaldırmak istiyordu.''