AİHSEP'nin 1. maddesi ile getirilen koruma sisteminin incelenmesine ilk olarak, tanınan hakkın kapsamı belirlenerek başlanmıştır. AİHSEP'nin 1. maddesinin uygulanma alanına giren bir hakkının varlığının ortaya konması, Mahkeme önündeki bireysel başvuru incelemesinin ilk ayağını oluşturur ve hakkın mevcut olmadığı sonucuna varılırsa, esastan incelemeye geçilmez. Bu bölüm de iki alt başlığa ayırılmış; öncelikle konu bakımından hangi hakların AİHSEP'nin 1. maddesi anlamında malvarlığına dahil sayıldığı değerlendirilmiş, ardından hakkın Mahkeme önünde talep edilebilir olması için, ne ölçüde somutlaşması gerektiği üzerinde durulmuştur.
İkinci bölümde, malvarlığı haklarının güvence altına alınması amacıyla AİHM tarafından getirilen koruma sistemi incelenmiştir. AİHS'de tanınan başka haklarda da olduğu gibi, malvarlığı hakkı mutlak surette dokunulamaz bir hak değildir. AİHSEP'nin 1. maddesi, malvarlığı haklarına getirilecek devlet müdahalesinin, belli şartlar ile hakkı ihlal etmeyeceğini düzenlemektedir. Devlet, yasal temele dayanarak ve kamu yararını sağlamak amacıyla, hakkı kısıtlayabilir veya tamamen kişiyi hakkından yoksun bırakabilir. Hakka getirilecek müdahalenin AİHSEP'nin 1. maddesi ile bağdaşır olma niteliğini ise uygulamada çoğunlukla orantılılık prensibi belirlemektedir. Buna göre, kamu yararına yönelik müdahale ile kişinin temel hakları arasında makul bir orantılılık ilişkisi kurulmalı, müdahale kişi üzerine kamu yararıyla haklı çıkarılamaz derecede aşırı bir yük bindirmemelidir. Bu bölümde, konu hakkında prensip değeri taşıyan davalardan seçilen örnekler ile AİHM'nin yaklaşımı ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
Üçüncü bölümde ise, Sözleşme sisteminin bütününün, AİHSEP'nin 1. maddesi üzerindeki etkisini irdelenmiştir. Daha açıkça, AİHS'nin diğer maddelerinde düzenlenen haklardan bazılarının, malvarlığı haklarına ilişkin nasıl ek bir koruma getirdiği açıklanmıştır. Sözleşme'nin 6, 13 ve 14'üncü maddelerindeki düzenlemeler, malvarlığı haklarıyla birlikte değerlendirildiğınde, AİHSEP'nin 1. maddesindeki güvenceye katkı sağlamakta, yerine göre onu tamamlayıcı bir özellik kazanabilmektedirler. Diğer yandan, AİHS'deki bazı haklar için kesin olarak yerleşmiş olan, devletin pozitif yükümlülükleri konusunun, malvarlığı hakları karşısındaki durumu, bu çalışmanın en ilerici kısmını oluşturmaktadır. AİHS'nin bütünü çerçevesinde devletin sorumluluğundan, malvarlığı haklarının korunması konusunda da belirli pozitif tedbirlerin alınması yönünde bir yükümlülüğün ne ölçüde çıkarılabileceği, AİHM'nin çok sınırlı sayıdaki kararında işlenmektedir. Dolayısıyla henüz yerleşik içtihadın oluşmadığı bir konuda, Mahkeme kararlarının gelişimine ışık tutulmaya çalışılmıştır.