İslam mistisizminin geniş yelpazesinde, Muhyiddin İbn Arabi olarak bilinen İbn Arabi kadar saygı gören ve etkili olan az sayıda figür vardır. 1165 yılında, Endülüs'ün Mürsiye şehrinde doğan İbn Arabi'nin hayatı ve eserleri, İslam'ın manevi ve entelektüel mirasında silinmez bir iz bırakmıştır. Onun, İslam dünyasının farklı kültürleri ve felsefeleri arasında hem fiziksel hem de metaforik anlamda yaptığı yolculuklar, ilahi bilgeliği arayan ve ilham arayan ruhları bugün bile aydınlatan zengin bir mistik edebiyat mirasıyla sonuçlanmıştır.
İbn Arabi'nin erken dönemi, onun gelecekteki manevi yolculuğunun temellerini atmıştır. Babası Ali, Mürsiye hükümdarı Muhammed ibn Said ibn Merdaniş'in yanında çalışıyordu. 1172'de Mürsiye şehri Muvahhidler tarafından fethedilince, aile Sevilla'ya taşındı ve İbn Arabi burada büyüdü. Askeri bir eğitim aldı ancak bu eğitim yalnızca savaş sanatlarını değil, aynı zamanda yönetim ve adalet konularında da derin bilgi sahibi olmasını sağladı. Sevilla valisinin yanında kâtip olarak çalışmaya başladı ve bu süreçte pek çok değerli insanla tanıştı.