İnsanın biyolojik, psikolojik, sosyal ve manevi yönleriyle bir bütün olması, yaşamındaki ihtiyaçlarını ve işlenmesi gereken potansiyellerini çeşitlendirmektedir. Söz konusu ihtiyaçların bir bütün olarak karşılanmaması ve potansiyellerin yeterli oranda ortaya çıkarılıp geliştirilmemesi, insanın yaşamının farklı süreçlerinde yoksunluk hissetmesine ve bocalamasına neden olabilmektedir. Bilhassa manevi ihtiyaçların göz ardı edilmesi ve bireylerde fıtraten var olan maneviyat potansiyelinin ihmal edilmesi, manevi yoksunluğa neden olabilmekte; anlamsız, amaçsız, zorluklar karşısında çaresiz bir hayata sürüklenmeye yol açabilmektedir.
Bugün başta psikoloji ve pedagoji olmak üzere farklı disiplinlerin ortaya koyduğu çalışmalar, salt maddi zenginliğin ve teknolojik imkânlara sahip olmanın birey ve toplumun mutluluğunu teminat altına alamadığını göstermektedir. Bu nedenle insanın psikolojik sağlamlığının ve ruhsal dinginliğinin korunmasına ve geliştirilmesine katkıda bulunduğu düşünülen maneviyat, bilim dünyasında gün geçtikçe daha çok odak noktası hâline gelmektedir.
Bu kitapta; din eğitimi, din psikolojisi, tasavvuf gibi farklı disiplinlerin verilerinden hareketle ve Türk toplumunun köklü geçmişinden ilham alınarak maneviyat eğitiminin gerekliliği, neliği, hedefleri, muhtevası, yöntemi, değerlendirilmesi gibi hususlar inceleme konusu edilmiştir. Kitap, insanın; içindeki manevi gücü keşfetmesi, maneviyatından beslenen moral, motivasyon, cesaret ve azmi sayesinde kendi gayreti ölçüsünde daha kaliteli ve memnuniyet verici bir hayata kapı açabileceğini ortaya koymuştur.