Markalarla örülü bir evrende, markalarla birlikte ve kendisini "marka" olarak konumlayarak yaşıyor insan. Günümüz dünyasında marka, gereksinimlerimiz için tükettiğimiz ürün ve hizmetler ile ilgili bir kavram değil artık. Öyle ki kendimiz bizzat markayız. Böylesi bir dönemde marka, pazarlama iletişimi disiplininin ilgi odağından çıkarak tüm yaşam alanlarına yayılıyor; "kişisel marka" gibi görece yeni marka türleri ve uygulamaları gündeme geliyor.
Alanyazındaki gelişmelere koşut olarak insanın "marka" olup olamayacağı ile ilgili sorgulamalar devam ediyor. Tüm tartışmalara rağmen ise insan, marka olarak konumlanmayı ve markalaşarak kendini var etmeyi tercih ediyor.
Marka ve markalama ile ilgili çalışmaların önem arz ettiği düşüncesinden hareket eden bu çalışma kapsamında, marka ile kişisel marka kavram ve uygulamaları mercek altına alınmaktadır. Kitabın; araştıran öğrenme arzusu duyan ve marka evrenini anlamlandırma arayışında olan tüm okurlar için yararlı olması dileklerimizle…