Eğer insan hak ve eşitliğinin büyük ve zengin anlamı dünyanın her tarafındaki mağdur insanların umutlarında yansıyacaksa eğitim ve toplumsal reformla ilgili hakiki bir düşünce yenilenmesi Marksist teorinin yeniden canlandırılmasından geçmek zorundadır. Eğitim hali hazırda şirketlerin önderliğindeki küresel kapitalizmin kaderine ve onun azgın birikim kapasitesine bağımlıdır.
Glen Rikowski
"Devrimci eleştirel pedagoji, eğitimin temelinin siyasi olduğu ve kapitalizm ve kapitalist kurumların alternatiflerinin tartışılabildiği ve tarihte neden bu kadar çok devrimin kendi zıttına dönüştüğü hakkında diyaloğun gerçekleşebileceği, öğrencilerin kapitalist değer yasası dışında farklı bir dünya hayal edebileceği alanların yaratılması gerektiği anlayışından hareket eder. Toplumsal emeğin artık toplam toplumsal emeğin dolaylı değil, doğrudan bir parçası olduğu, toplumsal olarak gerekli emek süresine değil, gerçek emek süresine dayanan yeni bir dağıtım tarzının hakim olabileceği bir dünya yaratmaya bakar … Dersaneler genellikle öğrencilerin ve öğretmenlerin okul dışı dünyada kolektif olarak görmek istedikleri örgütü yansıtmaya çalışırlar … [ve] … praksis felsefesi geliştirmenin temel önemini vurgulayan Hegelci-Marksist bir ekonomi-politikten yararlanan devrimci eleştirel pedagoji hayat tarzı olarak eleştirel pedagoji yapma peşinde olmayı en iyi şekilde mümkün kılan örgüt biçimleri arar".