"Büyük şeyler yapmaya, içinde alev alev yanan güzellik ruhunu anlatmaya hiç cesaret etmemişti."
Yazar olmanın mücadelesini veren genç bir işçinin hayatını konu alan yarı otobiyografik roman Martin Eden ile Jack London 20. yüzyılın başlarında burjuva sınıfını ve yaşam koşullarını anlatır. Martin Eden'ın aşkı için yazarlık macerasına atılmasıyla başlayıp başarılı bir yazara dönüşmesiyle devam eder ve sona ulaştığında ise içindeki bütün heyecanı ve isteği yitirmiş olduğunu fark eder. Sosyal sınıf farkının Nietzsche'nin bireyciliğine dayanarak köle sistemini reddedişini konu alan eser Amerikan edebiyatında önemli bir yer edinmiştir.
Jack London Martin Eden ile okuru etkisi uzun süre geçmeyecek soluksuz bir hikâyeye sürüklüyor.