Heidegger için ölümün varlık olanaklarından bir tanesi de onu en geniş anlamda yaşamın bir fenomeni olarak tanımlaması ve yaşam da kendisine dünya-içinde var olmanın ait olduğu bir varlık türü olarak ifade ediyor olmasıdır. Heidegger bu doğrultuda bir canlının ölümle olan ilişkisiyle bir insanın yani Dasein'ın ölümle olan ilişkisi arasında ayrım yapmaktadır. Ona göre insan dışındaki bir canlının varoluşuyla insanın varoluşu arasındaki ayrım nasıl farklı ise ölümü de farklı olmak durumundadır. Heidegger bu ayrımla bir canlının bitişine terminolojik olarak telef olma derken, Dasein'ın ölümünü diğer canlılardan ayrı tutmaktadır. Çünkü ona göre Dasein basit bir şekilde yok olmamaktadır. Bu yüzden onun ölümünü hayatını kaybetme olarak adlandırır. "İnsanlar ölümlüdür. Onlara ölümlüler denir, çünkü ölebilirler. Ölmek, ölüm gücü olarak ölüm anlamına gelir ve sadece insan ölür." Dolayısıyla "Dasein asla telef olmaz", hayatını kaybeder ve Dasein ancak ölmekte olduğu sürece hayatını kaybedebilir. Kısaca ölmek Dasein'ın kendi ölümüne doğru var olduğu bir varlık yoludur.