"Düşünüyorum da ben, Grethe, o anda, saat dokuza çeyrek kalaya doğru Fasonenstrasse'de üç odalı bir dairede, kelimelerin gücünün farkına vardım."
Kendi halinde, ara sıra arkadaşlarıyla buluşan, o gecelerin sonunda sevişen, hayat pırıltısını kaybetmiş sıradan bir çift.
Bir akşam tesadüfler sonucu evlerine gelen ve kendini ünlü filozof Martin Heidegger olarak tanıtan bir misafir.
"Burada kalın" diyorlar. "Bu saatte otel bulmak zordur."
Ve hayatları sonsuza kadar değişiyor.
Evin sahibesi Grethe bu sıra dışı hikayeyi hapishanedeki bir hücreden anlatıyor. Neden orada? Suçu ne? Martin Heidegger'e ne oldu?
Kısa, öz cümleler. Çıkmaza girmeyen net düşünceler. Kadınlık meselelerinin ve cinselliğin enfes anlatımı.
Gerald Messadie'nin evlilik kurumu ile kişisel özgürlük arasındaki çatışmanın ürettiği ikilemler üzerine yazdığı en sert romanlardan biri olan "Martin Heidegger'le Aşk ve Suç Yaşamım" toplumsal dayatmalara bireysel başkaldırışın edebiyat yoluyla gerçekleştirildiği ilk ve en cesur eserlerdendir.