İki kişi Kürdistan'a gelir. Erkek için bunun anlamı, çocukluğunun yöresine dönmektir; kadın için ise, dilinin yalnızca üç kelimesini bildiği bir ülkeye gezidir. Erkek, özlem giderir, resim yapar ve dizüstü bilgisayarıyla oyalanır. Kadın ise gözlemlerde bulunur ve bunları bizimle paylaşır. "İnsanın içinden her seferinde 'Kur Resimleri'ne yeniden dalmak gelir." -Julia Schröder-, Stuttgarter Zeitung "Susanne'nin dizeleri, gülden düşen damlaların serinliğiyle sarıyor insanın ruhunu. Umut dolu, duru ve doğal..." -Mikail Aslan- Bu kitap, arkaik yaşam tarzının ve aşkın kayboluşu üzerine bir denemedir. Arada bir gerçeküstü aksanlarla donanmış olsa da, Türkiye'nin Kürt bölgesindeki kır yaşamından edinilen izlenimler sunmaktadır. Bu bölgedeki insanların gündelik yaşamlarına ve güzel yalnızlıklarına ait küçük tablolar, Kürdistan'ı yalnız terör ve şiddetle anan yüzeysel tablonun karşısına hüzünle çıkmaktadır.