Düşünce tarihinde bir çok felsefi akım içerisinde çok önemli bir yeri bulunan materyalizmin, hemen hemen her devirde ve her toplumda, toplumun bazı düşünürleri tarafından temsil edilebilme ve dolayısıyla savunulabilme imkanı bulduğu, düşünce tarihinin seyrinden anlaşılmaktadır. Öyle ki, 17. asırdan itibaren fen bilimleri alanında önemli gelişmelerin olması ve keşiflerin yapılması ve ayrıca materyalizmin bilimselliğe dayandığı iddialarına ilave olarak mekanizm ve evolüsyonizm gibi felsefi görüşlerden de destek alması, insanların zihinlerinde, insanlar için asırlardan beri sır olan ve sır olmaya devam eden önemli sorunların bu bilimler ve felsefi anlayışlar vasıtasıyla çözülebileceği inancını güçlendirmiştir. Bu nedenle birçok ülkenin insanı arasında yayılabilme ve gelişebilme imkanı bulan materyalizm, özellikle 19. yüzyılın sonlarına doğru sözünü ettiğimiz bilimsel alandaki gelişmelerin e diğer felsefe anlayışlarının etkisiyle ister istemez ülkemizin bazı aydınları üzerinde de etkili olmuş ve dolayısıyla bu düşünürlerimiz tarafından savunulan bir felsefi görüş haline gelmiştir.