Alman sosyolojisinin en önemli isimlerinden Max Weber'in, sosyolojinin bir bilim olarak sınırlarının çizilmeye çalışıldığı bir dönemde iki bölüm olarak yayımlanan çalışması Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu, modern kapitalist ilişkilere içkin olan rasyonalitenin nasıl bir dönüşüm süreci içinde oluştuğuna dair ilk izlenimleri sunması açısından büyük önem arz etmişti.
Muhammed Fazıl Baş, Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu'nun aslında ne anlatmak istediğini, Weber'in arkaplanını, eserin kendi bağlamını ve alana kazandırdığı yeni bakış açılarını çözümleyici ve sistemli bir yöntemle aktarıyor.
"Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu, Weber'in düşünce dünyası dikkate alındığında, Weber'in toplu eserlerini değerlendirmek için bir nirengi noktası olarak kabul edilebilir. Weber bu çalışması ile, modern kapitalizmin kalıcı hale gelerek bütün bir yaşam dünyasına yayılmasının bir zihni hazırlık (ya da eğitim) süreci sonucu olduğuna işaret eder. Kısacası, bugün kapitalizmin bütün toplumsal ilişki ağlarına nasıl yayıldığını, kapitalist sistemi oluşturan iktisadi unsurların gelişim tarihine bakarak anlayamayız. Avrupa'da Reformasyon süreci içinde ortaya çıkan belirli bir itikadi doktrin (Protestan ahlakı), kapitalist ilişkileri inşa edecek bireylerin zihniyetini (ruhunu) inşa etmiştir."