Mecmualar, Klasik Türk Edebiyatı'nın sıra dışı eserleridir. Divan, mesnevi, tezkire gibi eserlerin gölgesinde kalan mecmualar, son yıllarda önemli bir çalışma sahası hâline gelmiştir. Yazma eser kütüphanelerindeki mecmuaların sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte sağlam bir tasnifi bile son yıllara kadar yapılmamıştır. Ülkemizde mecmualar üzerine kitaplar, tezler, makaleler, kitap bölümleri, bildiriler, projeler… gibi farklı çalışmalar yapılmıştır. 2012 yılından beri MESTAP (Mecmuaların Sistematik Tasnifi Projesi) ile mecmualar üzerine yapılan çalışmalar bu alanda çalışan akademisyenlerin çabalarıyla farklı bir boyut kazanmıştır. Bu projeyle mecmuaların edebiyat tarihi için veriler sağladığı, kaynakların doğrulanması ve düzeltilmesine de katkıda bulunduğu görülmüştür. Projenin bu alanda çalışan araştırmacıların işini kolaylaştırdığı da bir başka vakıadır. Bütün bu çalışmalara rağmen projeye dahil edilebilen mecmua sayısı oldukça sınırlıdır. Genellikle müstensihlerin beğenisini kazanan eserler ve metinler tertipli veya tertipsiz olabilen mecmuaların muhtevasını oluşturmaktadır. Üzerinde çalıştığımız "Mecmûa-ı Râgıb Mehmed Paşa" isimli eser, her ne kadar Râgıb Mehmed Paşa adına kayıtlı olsa da -muhtevasına bakıldığında- müstensihi belli olmayan ve tertipli mecmualar sınıfına girmektedir. Bazı mecmualar tertipli olsa bile -ihtiyaç hasıl oldukça- ön ve arka varaklarında, sayfa kenarlarında şiirlere, fevâid tarzında metinlere, hatta günlük hayatta unutulmamak için düşürülmüş notlara da yer verildiği görülmektedir. Mecmûa-ı Râgıb Mehmed Paşa'da özellikle "Letâyifnâme" isimli ikinci eser müstensihin beğenisini kazanmış ve farklı eserlerden alınmış bir müntahabat özelliği göstermektedir.