Türk kültür tarihi açısından oldukça zengin malzemeler içeren mecmûalar, hem klasik edebiyat hem de halk edebiyatı için birer hazine niteliğindedir. Meraklıları tarafından tutulan bu eserler, başta Millî Kütüphane olmak üzere ülkenin farklı kütüphanelerinde değerlendirilmeyi beklemektedir. Bu tür eserlerin günümüz Türkçesiyle yayımlanması Türk edebiyatı açısından son derece önemlidir. Türk edebiyatında XV. yüzyıldan sonra görülmeye başlanan mecmûa yazma geleneği, XVI. yüzyıldan sonra sayıca hızla artmaya başlamıştır. "Mecmularda divan şiiri, cönklerde ise genel olarak halk şiiri örnekleri mevcuttur", anlayışının doğru olmadığı incelediğimiz eserde görülmüştür. Bahse konu eserde divan şiiri örnekleriyle birlikte halk şiiri örneklerinin daha fazla sayıda oluşu bu görüşü destekler niteliktedir. İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesinde bulunan bu mecmûada başta Gevherî olmak üzere pek çok dîvan ve halk şairinin şiirleri mevcuttur. Eserde şiirlerin yanında mani, bilmece, çeşitli fetvalar ile Arzu ile Kamber hikâyesi de yer almaktadır. Mecmûada numaralandırma Arap rakamlarıyla yapılmış olup bazı sayfaların atlandığı görülmüştür.