Halil Cibran'ın gençlik döneminde yazdığı Meczup'ta, "normal" bir insanın toplumda işleyebilmesi için, insanın benliğini çürüten ve bu benliği kolektif bir amaç uğruna tekrar tanımlayan bir dünyada kimliğini idame ettirebilmesi için birtakım maskelere bürünmesi gerektiği ele alınır. Kişinin maskesinden arınması, düşünmesi, konuşması ve kendi olabilmesi, toplumun gözünde onu meczup kılar.
Cibran, bu maskelerden kurtulan, özbenliğine karşı dürüst olan ve hakikatin peşinden koşan bir insanın özgür olduğunu dile getirir; fakat bunun da bir bedeli vardır; bu bedel de yalnızlıktır. Otuz dört kısa hikâyeden oluşan bu kitapta Cibran, maskelerinden arınmış bir meczubun gözünden okuyucuya benzersiz bir toplum eleştirisi sunar.