Mehmet Akif Ersoy, yüksek karakteri ve kuvvetli şairliğiyle Türk edebiyatında müstesna bir yere sahiptir. Onun, inandığı değerler adına, milletin vicdanına yönelik, toplumsal sorunları tasvir ettiği şiirleri, Türk edebiyatında önemini her zaman koruyacaktır. Akif, Türk milletinin, yüksek karakterinin tezahürü olan istiklâl mücadelesini, kalemiyle olduğu kadar faaliyetleriyle de cephedeki bir askerin şuur ve heyecanıyla hissedip, işleyerek, milletin geleceği için bir rehber olmuştur. Akif'in bu çabalarından en önemlisi elbette İstiklâl Marşı'dır. İstiklâl Marşımız, o günün karanlık şartları altında geçmişe yaptığı atıflarla, millî ve sosyal yapıyı diri tutmuş, halkı dağılmaktan, ümitsizliğe düşmekten kurtarmıştır.
Bugün, üzerinden tam yüz yıl geçen Milli marşımızın kabulünde Türk Ocaklarının uzun yıllar başkanlığını yapan Hamdullah Suphi Tanrıöver'in ne kadar önemli rol oynadığı malûmdur. Açılan yarışmaya ödül konulduğu için katılmayan Mehmet Akif'i, Hasan Basri vasıtasıyla, ödülün kendisi için kaldırılacağı ve istediği bir kuruma bağışlanacağı sözünü vererek ikna eden ve İstiklâl Marşımızı, meclis kürsüsünde coşkuyla ayakta, defalarca ilk okuyan da o olmuştur. Türk Ocakları; İstiklâl Marşımıza, İstiklâl Savaşı esnasında verdiği önemi bugün de vererek, o günkü coşku ve heyecan ile bu kıymetli çalışmanın hazırlanmasına vesile olmuştur.
Türk Ocakları Çerkezköy Şubesi tarafından hazırlanan bu eser, İstiklâl Marşımızın anlamı ve değerinin yanı sıra, bir şair ve mütefekkir olarak Mehmet Akif'in düşünce dünyasına dair önemli yazıların bir araya toplanmasının, millî olduğu kadar, vicdani bir borç olduğu kanaatindeyiz.