İmam Gazâlî'nin felsefeye dair ilk eseri Mekâsıdü'l-Felâsife'dir. Filozofların tutarsızlıklarını ortaya koymak üzere bu alanda çeşitli eserler yazmayı planlayan müellif, öncelikle onların maksatlarının belirtilmesinin faydalı olacağını düşünüp İbn Sînâ felsefesinin klasik mantık, tabîiyyât ve ilâhiyyât usulüne uyarak ve daha çok onun eserlerinden özetler yaparak 487 (1094) yılında bu kitabı kaleme almıştır.
İmam Gazâlî'yi Batı dünyasında tanıtan ilk eser, XII. yüzyılda Mekâsıdü'l-Felâsife'dir. Latince tercümesi 1506'da Venedik'te basılmıştır.
İmam Gazâlî, felsefenin bütün konularını tenkit etmemiş, hatta akla ve şeriata uygun olanları desteklemiş ve onlardan faydalanmıştır. İmam Gazâlî'ye kadar İslam filozofları felsefeyi olduğu gibi kabul etmişlerdir. Tercüme faaliyetleriyle İslam'a giren felsefe, İslam'ın inanç ve itikadı ile alakalı meselelerde de söz söylemiştir. Mutezile, felsefenin etkisinde kalarak bazı meselelerde İslam'ın ana gövdesinden ayrılmıştır. Felsefenin Aristo'dan sonraki ikinci muallimi Farâbî ve İbn Sina da felsefenin etkisinden çıkamamışlar, İmam Gazâlî zamanına kadar bu böyle devam edip gelmiştir. Ancak İmam Gazâlî, felsefenin her görüşünü kabul etmemiştir. Fıkıhta ve Kelamda büyük bir müctehid olan Gazâlî, Felsefenin İslam inanç ve itikadına zıt olan görüşlerini tenkit etmek için kendisini tamamen Felsefeye vermiş, eserinin başında kendisinin de ifadesiyle, felsefecilerin görüşlerini olduğu gibi nakletmek için iki yıl kadar Felsefe ile meşgul olmuş, en ince detaylarına kadar onların maksatlarını öğrenmiş ve bu kitabını yazmıştır.