Afrika'nın adı duyulmamış ülkelerindeki muhtelif şantiyelerde yıllarını harcamış Fransız mühendis, her şeyi bırakıp Meksika'da yeni gelişmekte olan maden sektörünü keşfetmeye karar verir. Reform'dan sonraki endüstriyel panaromada kendine bir yer edinebilmek için, izansızca bir şiddet ve yolsuzlukla mücadele etmek zorundadır.
Dupont, kimi evrelerin insana neler yapabildiğini, medeniyet anlayışımızın ne kadar kolay yerle bir olabildiğini çok gerçekçi bir şekilde anlatıyor. Keskin gözlemli, nükteli ve kalıp dışı bir lisanla bizi Latin Amerika'nın ehlileştirmesi imkansız topraklarında baş döndürücü bir maceraya sürüklüyor.