"......bazen öyle bir vak'a, öyle müthiş bir hadise oluyor ki, bizim iğne ile kuyu kazarak yaptıklarımızın üstünden bir sel gibi geçiyor, silip süpürüyor. İn san kendini bırakırsa ümitsizliğe düşmek işten bile değil.
Fakat geçen sel de olsa kum kalıcıdır." Biz hele elimizden geleni yapıp tohumu ekelim de, büyütecek, yetiştirecek sahibidir," dedirtip, gayret kemerini tekrar kuşandırıyor. Bunun için ne kadar şükretsek azdır.
Düşünüyorum da bu işlerin sonu hayır olmasa, müspete gitmese kendi yolunda olanları bir hiç peşinden koşturur mu? Biz siyâsetin kipkirli yollarına sırf onun rızası için girmiyor muyuz? Bunları düşünmek insana yeni bir kuvvet ve enerji veriyor.