2. Dünya savaşının en hareketli yıllarında, Milas'ta bir Alman hava üssü vardı. Bu üssün kalıntılarını bugün bile, Milas'tan Muğla'ya giderken görebilirsiniz. Yolun solundaki bu üs, zamana meydan okuyor.
Buradaki hava birliği nedeniyle, Türkiye savaşın kıyısından dönmüştü. 16 Mart 1942, gece yarısının ilk saatlerinde, 3 İngiliz savaş uçağı, Milas'ı bombalamıştı. Kriz, Alman uçaklarının Milas'tan ayrılması ve İngiliz hükümetinin özür dileyerek zararı tazmin etmesi ile çözüldü.
Memed ve İzak'ın hikayesi de, arka planında, savaş ve kıtlık olan bu savaş yıllarında başladı.
Dostlukları, İzak'ın 1947'de Milas'ı arkada bırakıp, Telaviv'e göçmesiyle bile sona ermedi. Yıllar boyunca mektuplarla devam etti.
Zeytin dağlarında, dere kenarlarında, buğday ve mısır tarlalarında, koşturan, oyunlar oynayan iki çocuğun yolları ayrılsa da hikayeleri bir noktada yeniden kesişti. Bu kitapta, özellikle Memed'in gözünden "Taştaki Ayak İzleri"ni göreceksiniz.